Bedri Baykam bölüm 1
RESİM

“RÜYA SAHNELERİ: BEDRİ BAYKAM’IN 4-D LERİ”


Contemporary İstanbul 2008 Fuarı’nda ve Maison de L’Amerique Latine Monaco’da sergilenen ve büyük ilgi gören “Rüya Sahneleri: Bedri Baykam’ın 4-D leri” 15 Ocak – 1 Mart 2009 tarihleri arasında, İstanbul’da Piramid Sanat’ta sanatseverlerle buluşuyor.

Son bir yıldır lens teknolojisi ile ürettiği, yükseklik, en, derinlik ve zaman faktörlerini içeren 4 boyutlu işleri üzerinde çalışan sanatçı, son 10 yıldaki “Saydam Katmanlar”, “Dişi Entrikalar”, “At Serisi” ve “Lolitart(e)”  gibi serilerinin bir sentezi ile karşımıza çıkıyor.

Baykam, çift dijital baskı ve tual üzerindeki saydamlıkların kaçınılmaz bir sonucu olarak oluşan 4-D eserlerini üretmeye 2007 sonbaharında başladı. Bu 4 boyutlar, tual, desen, fotoğraf veya video olarak adlandırılamayacak nitelikte, baş döndürücü birbiri üzerine eklenen derinliklerle rüya özelliğine sahipler.

Neden “4-D”? Çünkü 3 boyuta ek olarak zaman faktörü de ekleniyor. Bu eserlerde Picasso, Monica Belluci ve Baykam’ın modellerinin yanında oturuyor olabiliyor veya Van Gogh, Dali veya Gauguin’e göndermeler, aynı görüntüde bir araya gelebiliyor. 9-10 katmanın birbiri üstüne oturtulduğu bu işler, sanatçının favori temaları olan erotizm, İstanbul, sanat tarihi ve pop kültüre göndermeler içeriyor. Yıllardır bilinen ve ortada olan bu malzemeyle, “keşfedilmemiş” yepyeni bir teknoloji ile 90x120cm, 120x180cm ve 180x240 cm gibi üç farklı ebatta ürettiği eserler, Baykam’ın kariyerinin bir özeti olma niteliğini de taşıyor.

Sanatçının Monaco ve İstanbul sergileri için “Dream Captions: Bedri Baykam’s 4-D’s” isimli, 120 sayfalık, Fransızca, İngilizce ve Türkçe bir katalog Piramid Yayıncılık tarafından piyasaya sunuldu. Bu kataloğun önsözlerini dünyaca ünlü İngiliz eleştirmen Edward Lucie Smith ve genç Türk sanat tarihçisi Ümit Gezgin kaleme aldılar. En tanınmış sanat tarihçilerinden, sokaktaki insana kadar herkesin ilgisini çeken bu işler için, Ümit Gezgin, “Özellikle bu dördüncü katman serisi, özgün evrenselliğinin somut ve gerçek açılım gerçekleştirecek postmodern örnekleri olarak karşımızda durmaktadır.” derken, Edward Lucie Smith, ise çalışmaları şu sözlerle tanımlıyor; “Bedri’nin bu son işleri, kelimenin her anlamıyla ‘yeni’dir… Bu yapıtlar karşısında ‘şaşırma’ konusunda hiçbir sıkıntımız olmayacak!