Tolga Gümüşay
EDEBİYAT

"Balkonlar... Binaları birbirine bağlayan ipler... Gökyüzü çamaşır dolu. Kazaklar, formalar, çarşaflar, çoraplar hızla geçiyor gözümün önünden. Hepsi gri tonlarda. Birden onu görüyorum yukarıda. Renkli. Bir tek o renkli: Pembe Tuvalet. Gökyüzü görkemli bir balo salonu, o ise şölenin kraliçesi sanki. Rüzgar pembe eteklerini coşkuyla dolduruyor, ipek kumaşı ritmik devinimlerle salınıyor, içindeki görünmez peri omuzlarını hoyratça oynatıyor.

Hayranlıkla izliyorum... Aradığım oymuş meğer. Güzel ve özgür. Sıcak ve ulaşılmaz. Dingin ve kışkırtıcı. Herkesi peşinden sürükleyebilecek kadar çekici, hiç kimseye gereksinim duymayacak kadar güçlü. Bir çamaşır ipinde dünyaya meydan okuyor, her hareketinde evrenin bir başka sırrını açığa vuruyor. İlahi dansına beni de davet ediyor."